Anasayfa

Ebru Eğinlioğlu'nun Kişisel Web Sitesi

Ebru Eğinlioğlu'nun Kişisel Web Sitesi

İletişim Facebook

 

Neymiş efendim

4 Haziran 2010

Neymiş efendim, Başbakan çok akıllıymış, polemik konusunda çok başarılıymış, nasıl da Deniz Feneri davasını unutturmuş da, bla, bla, bla ….
Aydın yazar çizer takımımız, böyle buyuruyor. Görevlerini yapıyor, duyarlı gazeteciler olarak.
Bir de duruma , sade vatandaş ne düşünüyor diye bakmak lazım, Başbakan’ ı eleştiriyor gözükürken, iltifat etmeden önce…
Aydın Doğan ve Başbakan arasındaki, çıkar çatışması, vatandaşı ne kadar ilgilendiriyor? Şüpheli, çünkü bu çıkar çatışmasından, vatandaşın lehine bir sonuç çıkmayacak, yani vatandaşın, kaybedeceği ne iktidar koltuğu, ne de milyon dolarları var. Yani vatandaşın çıkarına olabilecek hiçbir şey yok ortada. Bir de, bu iktidar partisine oy vermeyen insanların durumuna bir bakın, hem demokrasi deniyor, hem de adam bu partiye oy vermemiş, güvenmemiş ama tüm ülkenin kaderini bu parti belirliyor.

Neymiş efendim, çoğulcu demokrasiymiş, çoğunluğun kararı geneli etkiliyor. Peki, hadi eskiden beri böyle işliyor siyaset, böyle gelmiş böyle gider diyelim. Bir parti seçimle , % 47 oyla geliyor, yani bir o kadar çoğunluk da, o partiyi istemiyor. 7 yıl boyunca, iktidarda kalıyor. Seçmeyenler için, ya da seçmiş ama sonradan , oy verdiğine pişman olanlar için, ya da hukumetin icraatlarını beğenmeyenler için ne büyük sıkıntı. Bütün , devletin kadroları, baştan aşağı değişiyor, farklı bir zihniyet ve anlayış yönetime geliyor. Sonra da bunun adı demokrasi oluyor. Ya ben oy vermedim ki bu partiye..Bu arada ben maalesef bu partiye seçimlerde oyumu verdim. Onun için, sen hiç konuşma diyebilirsiniz. Haklısınız ama gerekçemi de söyleyim, neden oy verdiğimi, ondan sonra, ne düşünürseniz haklısınız.
Ben her zaman, doğrudan yanayım. Yani, bu parti iktidara geldiğinde, nasıl vaatler verdi, biz Avrupa Birliği’ ne , Türkiye girsin istiyoruz, hizmet için varız, kimseyle çatışmak istemiyoruz. O zaman da ana muhalefet partisinin, bana göre artık çoktan vaktini doldurmuş genel başkanı, ismi malum kişi, bunlar yalancı, şeriat getirmek istiyorlar, yalancılar v.s bağırdı, çağırdı. Bu yanlış bir tutumdu. Hiçbir zaman korkularınızı, olmadan önce varmış gibi gösteremezsiniz, yok birine de, yalancı diyorsanız, yalanını, ya da açığını belgelersiniz, ya da bu ithamları, neye dayandırdığınızı açıklarsınız. Sonra zaten , haklıysanız yapılması gerekenler yapılır. Yok elinizde, hiçbir kanıt, delil yoksa, kimseye iftira atamazsınız, atmamalısınız. Ben de bu nedenle, doğru gördüğüm hareketi yaptım ve bu partiye oy verdim. Sonra da, Avrupa Birliği’ ne girme balonunun ne kadar anlamsız olduğunu, asgari ücretin hala, normal yaşam sınırının çok altında olduğunu, ülkeye hizmet adına, elle tutulur bir farklılık olmadığını görünce de, verdiğim oyuma pişman oldum. Bu gün seçim olsa, oyumu kimseye vermem. Onun için, beni ne Aydın Doğan’ ın servetini biraz daha katlayamadığı, ya da Başbakan’ ın Deniz Feneri davası, menfaatine dokununca, Doğan Grubunu, yandaş olarak yanında göremeyince, meydanlardan veryansın etmesi ilgilendirmiyor doğrusu. Ben amaç eğer bu ülkeye sahip çıkmak, Avrupa Birliği’ ne girmek adına, insanları boş umutlara sürüklemektense, gerçekten demokrasinin hakim olduğu, insanların düşüncelerini özgürce ifade edebildikleri, birbirlerine saygı gösterdikleri, toplumsal refahın, Avrupa Birliği ülkelerindeki gibi olduğu bir ülke istiyorum.
Bu arada, dün akşam haberlerde izledim. Sayın Başbakan, Başbakan olmadan önce, ancak kapısından bakabileceği, Büyük Klüp’ ün içinden, ortama uyum sağlayıp, insanlara, batıda ki insanların kültürüyle ilgili ders veriyordu. Bu arada, kendi vatandaşının, sabırsız olduğunu, araçlarından el kol hareketleri yaptığını filan anlatıyordu. Enteresan geldi tabii, çünkü kendisi iftar vakti, Büyük Klüp’ e girecek diye, yollar kesilmiş, vatandaş iftar saati yollarda perişan olmuştu. Bir de bu durum üzerine, Batıdan örnek vermesi bana oldukça enteresan geldi. Demek ki, insan, Kasımpaşa’ da büyüyüp, sonra da, Büyük Klüp’ te insanlara seslenince, ister istemez, rotayı da batıya çeviriyor olmalı. Ama dikkat etmek lazım tabii, o beğenmediği, el kol hareketi yapar dediği insan grubu, belki ona oy vermiş, Kasımpaşa’ lı vatandaşlarından olabilir. Ramazan vakti, insani olarak da, normal vatandaşta olsa, Başbakan’ da olsa insanların eşit olması gerektiği Başbakan’ ın savunduğu dini değerlerine bizim anlayışımızdan daha çok uyuyor. Biz başımızı örtmüyor, beş vakit te namaz kılmıyoruz , ama bu değerleri savunan insanların, bu felsefeye de bizden daha çok hizmet etmesi gerekiyor sanki, yanılıyor muyum yoksa…