Anasayfa

Ebru Eğinlioğlu'nun Kişisel Web Sitesi

Ebru Eğinlioğlu'nun Kişisel Web Sitesi

İletişim Facebook

 

Şımarmak istiyorum

4 Haziran 2010

Bu gün içimden ciddi konularda yazmak gelmiyor. Gayri ciddi konularda ciddi ciddi ahkam kesmek istiyorum.

Artık benim de biraz şımarmaya, bazı kadın yazarlar gibi egomu şişirmeye, saçmalamaya, internetin en güzel köşe yazarı benim demeye ihtiyacım var.

Sonuçta ben de ermiş ya da ulvi bir varlık değilim.

Böyle sosyal sorumluluk ciddi konular falan yazınca, sıkıcı birisi olduğumu düşünebilirsiniz.

Aslında öyle değil, maça kızı gibiyim, bir tarafım nasılsa diğeri onun zıddı.

Bu gün internet siteleri arasında sörf yaparken, bir de ne göreyim; Hülya Avşar’ ın bikinili pozları.

Haberin üstündeki başlıkta, ‘’O eski halinden eser yok şimdi.’’

Yani bir kere Hülya Avşar hiçbir zaman ince, uzun, zayıf bir kadın değildi.

Gençken de balık etliydi.

Şimdiki hali de, bana o kadar farklı gelmedi.

Kaldı ki, artık kızı, genç kız olmuş neredeyse, şimdiki görüntüleri yaşına göre son derece doğal. Hatta bence iyi denebilir.

Ayrıca ben en güzelim demesini eleştirsem de, son zamanlarda daha bir kendine güvenli olduğu için, çok pozitif bir enerjisi olduğunu düşünüyorum.

Neşeli, mutlu ve olgun halleri bana daha sempatik ve hoş geliyor.

İyi bir makyaj ve ekran ışıklarıyla, yüzü de son derece güzel gözüküyor.

Doğrusu bu gün hakkında yaptıkları eleştiriler hoşuma gitmedi.

Hiç de gerçekçi gelmedi.

Kendimde yaşlanıyor olduğumdan mıdır nedir acaba?

Empati yapmış olabilir miyim, ben de 10 yıl sonra öyle gözükebilirim..

Diğer gözüme çarpan magazinsel konu Ayşe ve Zuhal Topal arasındaki mevzuu hakkında Ayşe Aral’ ın söyledikleriydi.

Doğrusu çok şaşırdım.

Aslında bu iddialara Zuhal Topal’ ın cevap vermesi lazım ama ben niyeyse, konuya balıklama dalmış gibi oldum. Olsun bazı konularda şeffaf davranmak, kasıntı olmaktan daha iyi.

Her neyse efendim güya, Zuhal Topal, evlilik programında Ayşe Aral’ ın bulunmasını kıskanmış.

Bunu kim söylüyor?

Ayşe…

Doğrusunu bilemiyorum ama aklıma da çok yatmıyor. Niye kıskansın ki?

Sonuçta Zuhal Topal güzel ve başarılı bir sunucu, aynı zamanda oyuncu.

Öyle ekrana çıkıp 2-3 saat canlı yayın idare etmek kolay değil. Yani yerine birini bulup monte etmek hemen olmaz.

Bana garip geldi ama biz tabii dışarıdan olayların iç yüzünü bilemeyiz.

Ben her zaman şöhretin ve paranın taşıması zor bir yük olduğunu düşünürüm, hele bir de alt yapı zayıf olursa, taşımak daha da zorlaşır.

Çok mantıklı gelmese de, doğrusunu Allah bilir ne diyelim bir maydonoz olma durumumuz oldu artık.

Seda Sayan’ ın programına gelince, bu kadıncağız böyle enerjiyi nasıl nereden buluyor? Maaşallah…

Sabah uyanır uyanmaz ilk işim açıp ne giymiş, saçı nasıl olmuş diye bakmak oluyor.

Adeta Barbie bebek gibi. Bacakları biraz incelirse, aynısı olacak ama incelemiyor her halde. O da zaten çok zayıfladım ama bacaklarım ekranda böyle çıkıyor diye dert yanıyor. Bana pek öyle gelmiyor ama öyle diyorsa öyledir diyelim.

Ne kadar yoğun prodüksiyonu olan bir program, sunuculuğu çok başarılı, eğlenceli konulara değiniyor. Hele son zamanlarda cemiyet hayatının ünlü isimleri Feryal Gülman, Demet Sabancı Çetindoğan ile de röportajlar yapıyor. Çok şık ve kaliteli gözüküyor. Bravo gerçekten..

Bir bakıyorsunuz Harvey Nichols’ u tanıtıyor, diğer yanda Bahçeşehir semt pazarını her iki kulvarda da çok başarılı.

Programın renkleri, dekorasyonu bayağı gösterişli.

Bu güne kadar yaptığı programlar içinde, en çok şimdiki konseptini beğeniyorum.

Ayşe Arman’ la ilgili bir haber gördüm, ona da bir ahkam kesmezsem içim rahat etmez.

Efendim haber şöyle Ayşe Arman 4. dövmesini nereye yapmış?

Cevap veriyorum; Bana ne? Kime ne?

Demiştim bu yazımda saçmalayacağım diye, benim de biraz böyle şeylere ihtiyacım var….

Hem en çok okunanlardan, hem en güzel, hem en gerçekçi, en sosyal sorumluluk sahibi bir köşe yazarı olmak kolay değil….

Bu yazımdan dolayı atılırsam haberiniz olur, geri çağırmayı unutmayın….