Haydar Dümen ile röportaj
Geçen haftanın en çok konuşulan isimleri arasında Haydar Dümen de vardı. Bir süredir hakkında ağır iddialar ortaya atılan Dümen, geçen hafta bir de silahlı saldırı tehlikesi atlatmıştı. Yaşananları Haber3’ten Ebru Eğinlioğlu’na anlatan Haydar Dümen’in sözleri yine tartışılacak gibi..
Saygınlığı olan bir doktorsunuz, yıllardır vajinusmus diye bilinen bir rahatsızlığı yüzde yüz tedavi ediyorum diye ekranlarda, gazetelerde röportajlarınızı dinledik. Ancak son zamanlarda, bazı medya kuruluşları tarafından hakkınızda ağır iddialar var. Hem bunları konuşalım, hem de çok yakın bir zamanda uğradığınız silahlı saldırının perde arkasını.. Neler söyleyeceksiniz ?
12 yıldır vaginusmuslu hastalarımı tedavi ediyorum. Bulduğum ve dünyada ilk kez kullanılan hiçbir zararı olmayan bir yöntemle pek çok kadını kurtardım. Onlara çocuk sahibi olmanın yollarını açtım. Bana gelen hastalarıma. Önce bilgilendirmek için psikoterapi seansına alıyorum. Bunun süresi 1.5 saattir. Sonra hastalarımı eşleriyle birlikte özel sorunlarını dinliyor, psikiyatrik ruh analizlerini yapıyorum. Ardından reçetelerini veriyor, evlerine gönderiyorum. Olaylarını evlerinde çözüyorlar. Arada bir olayı çözmede takılanlar olursa, yeniden geliyorlar. Yöntem sıralama hatası yaptıktan, o sıralamaları yeniden anlatıyorum ve onları karı koca baş başa bırakıyorum. Bu aşamada hastaya dokumayı bırakın, nabzını bile saymıyorum.
Ağır iddialara gelince: Bunlar bir rant kavgasının seçilmiş çıkarcılarıdır. Kullanıldıklarını sanıyorum. Bu yaptıklarımın gizli kapaklı değildir. Geçmişte televizyon kanallarına başvuran vajinusmuslu hastaları bana gönderdiklerinde onlardan hiçbir ücret almadan sorunlarını bitiriyordum. Sorununun çözümünden ve anne olduklarından sonra o televizyon kanallarına çıkıp teşekkürlerini bildiriyorlardı.
Bu planlı saldırı 1 ay boyunca aleyhime medyada yürütülen bir karalama ve iftira kampanyasının sonucudur. Açık açık hedef gösterildim. Bundan sonrası yargıya kalmıştır.
Yani iki olay birleşiyor, hem bu saldırgan diyor ki, beni adam karısı tacize uğradı diye tuttu. Hem de, Haydar Bey, renkli bir kişilik ben onu vurayım da medyatik olayım. Bu kadar basit mi bu işler?
Adam medyadaki bu karalamalardan etkilenip, bunu kendine bir çıkar ve gündem yaratma fırsatı bilmiştir. Hazırlıklı geliyor. Cebinde tabancası ve ameliyat eldivenleri hazır… Şans eseri kurtuluyorum. Aslında 6 yıldır, Interpol tarafından aranan bir terörist. Adam bıçaklama, hızsızlıklarla dolu pek çok suçtan kabarık bir dosyası da var. Dedikleri dışında, durmadan değiştirdiği ifadeleri var. Türkiye’de bu işler, bu kadar basit. Adam beni tanımıyor. Benimle bir hesabı da yok. Medyanın etkisiyle elbette bir hikaye uyduracak bunun için kafasındaki plana göre yurt dışından bir isim atıyor ortaya. Almanya’da yaşayan Mustafa Erdoğan’mış. Peki, kimmiş bu kişi? Sonunda böyle bir kişi olmadığını, medyadan etkilendiğini itiraf etmiştir.
Ne hissettiniz o anda?
Ben köy kökenliyim. Bu nedenle korkusuzum sanırım. Korkmadım. Bir kurşun benim bedenimi delebilir; ama ruhumu, yaptıklarımı, eserlerimi, ektiğim tohumları asla. Delmek ne kelime, incitemez bile. Bu işin bir de tanrısal boyutu var. 1955 yılından beri, on binlerce hastaya baktım, onlara doktorluk yaptım. Birçok hastanelerde görev yaptım. En az Taksim İlk Yardım Araştırma ve Eğitim Hastanesi’nde 15 yıl asabiye şefliği yaptım. O dönemler dâhil, 25 yıl muayenehane açmadım. Basılmış 23 kitabım var. Bildiğiniz gibi yıllardır gazete köşelerinde bilgilerimi halkımıza sunuyorum. Bunları dışında pek çok vajinusmuslu hastayı hayata döndürdü. Onlara evliliklerini armağan ettim.. Şu anda pek çok manevi torunumun gururunu taşıyorum.
Siz o insanları tanıyor musunuz?
Televizyonlara çıkan bu insanları tanımıyorum. Benim hastam oldukları bile belli değil. Zaten yüzleri bile kapalı.
Bu insanlar uydurma mı o zaman?
Kesinlikle… Provokatör bunlar.
İlk defa siz de bizim gibi bunları ekranda mı gördünüz?
Aynen öyle oldu, ben de sizler gibi ekranda gördüm. O zaman insanın aklına şu geliyor, bu bir komplo teorisidir. Bir hedef yok etme isteği vardır. Ben nereye dayanır ucu bilemem ama kafamda bazı fikirler var ancak mahkemeye intikal etmiş bir konu olduğu için orada açıklayabilirim.
Kim size böyle bir komplo kurmuş olabilir, sonuçta sevilen bir insansınız.
Vallahi ben de bilmiyorum. Bunların altında, bilemediğimiz daha büyük bir plan yatabilir.
Bildiğiniz bir düşmanınız var mı?
Yok ben sokak insanıyım, yolda beni görüp insanlar resimler çektirirler, konuşurlar. Çok içtendirler.
Koruma talep ettiniz mi?
Bir ay önce de benzer bir olay yaşadığım için avukatım aracılığıyla böyle bir talebimiz olacak. Eşim, kızım ve kendim için.
Peki tıbbi etik kuralları belli değil mi?
Belli tabii ki. Ama onlar da engelleniyor. Örneğin doktora düşen görev hastalar istemediği sürece nabzını bile tutamazsınız. Bu doktorluk etiğinin temel kuralıdır. Ayrıca bütün doktorlar özelikle psikiyatrlar hastalarını deşifre edemezler. Mahrem konular, doktor ile aile arasında derin bir sır olarak kalır.
Peki mesela panik atak hastası geliyor mu?
Ben nöroloji ve psikiyatri uzmanıyım. Tabiî ki meslek alanımla ilgili tüm hastalar geliyorlar.
Peki bundan sonra tedaviye yönelik önlemler alacak mısınız?
Bazı önlemler alacağız. Bu yaşadığım olay, hem ülkemizde hem de Dünya Tıp ve Psikiyatri Kuruluşları ve kongrelerine taşındığı gibi İnsan Hakları mahkemesi’nin yolunu da açacak. Bilimde reformlar şarttır. Bu reformlar bilime etik değerlere uygunsa bunu da bilimin dışında kalanların kişisel yargılarıyla karşı çıkmaları olmaz. Aksi halde ne bilim ne de insanlık gelişmez ve reformlar olmaz.ben bir bilim adamıyım. Nitekim Freud psikiyatri konusunda bilim adamıdır. Çeşitli reaksiyon ve baskılar altında memleketinden sürülmüş, son yıllarını Amerika’da geçirmiştir. Sokrates,Kopernik, Galileo ve bir çok bilim adamları ölüm tehdidi istemleriyle yargılandılar. Bugün onların açtığı yoldan bilim doruklara tırmanıyor. Tarih iyi ile kötüyü yazacak.geride ya tortular ya da bilime ışık tutan kimseler kalacaktır.
Medya ile ilgili hukuki tedbirler ya da davalar var mı sırada?
Çok yorgun ve yoğun bir üç gün geçirdik, eşimle beraber gerekli tedbirleri avukatımız aracılığıyla alacağız. Ama ben bu yaşımda çalışıyor ve hastalarıma faydalı oluyorsam, karşılaştığımız olaylar çok çirkin, bizler kolay yetişmiyoruz, mesleğimize çok özverili katkılarımız var. Bizleri yıpratmak o kadar kolay değil. Ben bu yolda öleceksem de, ölürüm hiç önemli değil, en ufak bir korku dahi içimden geçmedi, geçmez…
HABER3 ÖZEL -
Röportaj: Ebru EĞİNLİOĞLU
Fotoğraf: Fatma ÇİLO
BİR HASTASININ HAYDAR DÜMEN’E YAZDIĞI SATIRLAR
- Kaddafi'nin sonu
Saddam gibi olur mu? - Kıbrıs Patlamaya Hazır Bomba mı?
- Bir başarı hikayesi:
Mustafa Aydın - ''Hülya Avşar abuk sabuk konuşuyor...''
- Ebru Eğinlioğlu'ndan yine bir başarı öyküsü..
- ''Seçimlerde hile yapılabilir''
- Kapıcılıktan Patronluğa...
- Bir medya acımasızlığının öyküsü...
- İçinizi burkacak bir yaşama mücadelesi
- "Behlül rolü bana da yakışırdı"
- Ali Müfit Gürtuna ile röportaj
- Prof.Dr. Yaşar Nuri Öztürk ile röportaj
- Kadir İnanır ile röportaj
- Muazzez İlmiye Çığ ile röportaj
- Tufan Darbaz ile röportaj
- Sami Özer'le röportaj
- Haydar Dümen ile röportaj
- Doç. Dr. Ümit Kocasakal ile röportaj
- Şebnem Arda ile röportaj
- Seyhan Soylu ile röportaj
- Yasemin Bozkurt ile röportaj
- Özlem Gürses ile röportaj
- Ahmet Ercan ile röportaj
- Adnan Oktar ile röportaj
- Ezel Akay ile Röportaj
- Vatan Şaşmaz ile röportaj
- Cengiz Aktar ile Röportaj