Anasayfa

Ebru Eğinlioğlu'nun Kişisel Web Sitesi

Ebru Eğinlioğlu'nun Kişisel Web Sitesi

İletişim Facebook

 

Şebnem Arda ile röprotaj

Uzun yıllar Kanal D ve Star Haber’den tanıdığımız ekranların güzel yüzü Şebnem Arda yeniden haber stüdyolarına döndü. ABC’nin Türkiye ortağı 6 News’ın ana haberlerini sunan Arda ile, kanalın bahçesinde güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Haber spikerliğinin artıları ve eksileri konusunda büyük bir içtenlikle sorularımızı yanıtlayan güzel spiker, 8 yıl aradan sonra yeniden ekrana dönmenin heyecanını Haber3.com okurlarıyla paylaştı.

E.E.: Öncelikle hayırlı olsun, yeni kanal ve yeni göreviniz. Ne kadar sürüyor haberleriniz?
Ş.A.: Ana haberin süresi; 40 dak. Ana haber öncesi haberlerde 20 dak.
E.E.: Konuk alınıyor her halde, çünkü daha önce izlediğim kadarı ile genellikle bültenler spikersiz okunuyordu ve yabancı dildeydi, onun için soruyorum.
Ş.A.: Tabii burası çok yeni bir kanal ve yeni yapılanmanın içersinde, aynı zamanda da çok farklı. Bildiğiniz diğer haber kanalları gibi değil. 4 dilde yayın yapıyor. Çok genç bir kanal, Genel Müdürümüz, Kerem Bey, çok genç, bir çok da yeni projesi var.
E.E.: Mesela, örnek verirseniz…
HABERİ HANGİ DİLDE İSTİYORSANIZ KUMANDANIZLA SEÇECEKSİNİZ
Ş.A.: Yani 4 dilde yayın yapıyoruz ama bunu artık kumandanızla seçebileceksiniz. Nasıl Digitürk’te film izlerken, dilini seçebiliyorsunuz, onun gibi, haberleri izlerken, 4 dilden birini seçeceksiniz. Bu olay Türkiye’ de bir ilk.

E.E.: Çok enteresan.
Ş.A.: Arapça, İngilizce, Rusça ya da Türkçe olarak izlenebilecek ve Türkiye’de ilk defa uygulanıyor.
E.E.: Ortam olarak çok güzel bir yer zaten, yüzme havuzunuz bile var. Biz sizi ilk Kanal D döneminden hatırlıyoruz, sonra Star TV’ye geçtiniz ama, eski eşiniz Kaan Yakuphanoğulları da sizinle aynı mesleğe sahipti. Bu olay nasıl bir durum yaratıyordu, yaşamınızda?
Ş.A.: Kaan ile 12 yıl evli kaldık ve haber merkezinde tanıştık. Habercilik, bayramı, yılbaşısı falan olmayan bir meslek, dolayısıyla eşinizin sizi çok iyi anlaması gerekiyor. Biz bu anlamda şanslıydık, bir artısı da, benim eşimin bana mesleki anlamda çok büyük katkıları oldu. Yaklaşık 25 yıldır bu işi yapan bir insan. Ve çok başarılı bir insan.

E.E.: Olumsuz bir etkisi olmadı diyorsunuz?
Ş.A.: Hayır bilakis, desteği olmuştur.
E.E.: Bir dönem ama ekranlarda göremedik sizi, niye uzak kaldınız?
Ş.A.: Vallahi her şey kısmet aslında. Tabii ki ekranı özledim ama ben iki arada kaldım aslında. Mesela habere başlamadan önce, oyunculuk yapıyordum, sonra habere başladım. Biraz da, canımın istediği şeyi yapmak istiyordum, haberden uzak kaldığım dönemde, biraz bu hevesimi tatmin ettim, bir iki dizide oynadım. Sonra haberi özledim, şimdi buradayım.
E.E.: Peki hangisi size daha yakın, haber mi? Yoksa dizi oyunculuğumu?
Ş.A.: Herkes beni haber spikeri olarak kabullendi, öyle seviyor, benimsiyor ama ben ikisini de yapmayı seviyorum. Biri çok gerçek, diğeri tamamen sanal. O kadar birbirinden farklı heyecanlar yaşıyorum. Keşke ikisini de yapabilseydim.
E.E.: Belki yine yaparsınız kim bilir?
Ş.A.: Bilemiyorum tabii, ancak haftalık bir program yaparım, boşluklarım olur, o arada da dizi çalışması olursa, belki o şekilde olabilir bakalım kısmet…
Şimdilik haber bülteni var gündemimde…
E.E.: Peki bugün Haber6 News’da ilk yayın gününüz duygularınız nasıl? Neler hissediyorsunuz?

Ş.A.: Vallahi aradan çok zaman geçti, yeniden sevdiğim işi yapmak çok heyecan verici ve güzel. Heyecanlıyım diyebilirim. Gündemde çok yoğun biliyorsunuz.
E.E.: Ben de çok mutlu oldum sizin ekrana dönmenize gerçekten, hep erkek anchorlar vardı, tekrar hanımların dönmesi çok güzel.
Her halde kadın spikerler ekranda başarılı olunca, erkekler bundan hoşlanmıyor.
Ş.A.: Evet herhalde, kadın haber spikerleri çok başarılı olunca erkekler tarafından ekarte mi ediliyorlar acaba….
E.E.: Belki de biraz dönemseldir. Mesela Defne Samyeli de artık, sabah programı ile ekrana döndü. Ne düşündünüz mini etekli görüntüleri hakkında?
DEFNE’NİN MİNİSİNİN YADIRGANACAK BİR TARAFI YOK.

Ş.A.: Vallahi Defne çok akıllı bir kadındır, arkadaşımdır, çok da severim. Nerede, ne yapmasını bilen bir kadındır, bir haberci kimliği de var Defne’nin. Haberci kimliğini çok zedeleyici bir tavrı olduğunu sanmıyorum.
E.E.: Acaba onun için mi insanlar, mini etekle gördüğünde yadırgadı?
Ş.A.: Ya aslında yadırganacak bir tarafı yok ki. Haber bülteni neyi gerektiriyorsa onu giyiyorsun, şimdi yaptığı iş program. Orada da daha doğal, özel yaşantısında nasılsa, orada da öyle davranıyor. Defne çok sıcak, samimi ve konuşkandır.
E.E.: Medyada her zaman konuşulur, bazı insanların ayakları kaydırılır, tam tabiri ile söyleyeyim. Sizin de böyle bir Habertürk maceranız var. Neydi onlar?
MESLEK HAYATIMDA HİÇ KİMSENİN ADAMI OLMADIM
Ş.A.: Tabii birileri çıkıp menfaati adına bir şeyler yaparsa, onun karına olan şey, bir başkasına zarar veriyor, oluyor böyle şeyler. Biraz ilişkiler işi bu, ben hiçbir ekibe dahil olmadım meslek hayatımda, şunun, bunun adamı olmadım. Sadece işimi yaptım, çıktım gittim, onun için de bu tip ayak oyunları hiç umurumda değil. Çünkü işimi iyi yaparım.
E.E.: Medyada çalışan meslektaşlarımızın hiç güvencesi yok aslında, bir an ekrandasınız, sonra birden yoksunuz ve unutulmuşsunuz, ekranda kalabilmek çok zor.

MEDYADA BİR YERLERE GELMEK İÇİN İLLA Kİ ÇOK BAŞARILI OLMANIZ GEREKMİYOR
Ş.A.: Tabii ne kadar çok iyi olduğunuzla ilgili de değil bu işler, başka şeyler var arkasında. Çok girmek istemiyorum. Neyse oluyor diyeyim…
Haber çok farklı bir iş ve ekranda doğru insanlar olması lazım ama işler o kadar farklı noktalara kadar dayanıyor ki, taa hükumete kadar gidebiliyor. Dolayısıyla şimdi gazeteciler, köşe yazarları haber sunuyor.
E.E.: Bir dönem Türkiye güzelleri vardı. Sizin de mi öyleydi?
Ş.A.: Yok herkes beni öyle zannediyor ama öyle güzellik yarışmasına falan katılmadım ben. Ekran güzel insan görmek istiyor. Şimdi bakıyorsunuz adam çok iyi köşe yazıyor olabilir ama haber okuyamıyor, yıllardır ekranda ona haber okutuyorlar.
E.E.: Var mı böyle isimler?
Ş.A.: Var tabii görüyorsunuz ekranlarda işte.
E.E.: Peki kimleri beğeniyorsunuz?
Ş.A.: Benim eski eşim Türkiye’de bu işi yapabilecek yegane spikerdir. Kültürü, birikimi, bilgisiyle, tarafsızlığıyla tek isimdir. Ama bunlar Türkiye’de günümüzde para etmiyor.

E.E.: Peki sizin kanalınızın iktidara yakınlık ve uzaklık derecesi nedir?
Ş.A.: Hiçbir yakınlığı ve uzaklığı yok diyebilirim. Ağırlıklı olarak dış haber yapılıyor ABC ile ortaklığımız var, son derece özgür haberler yapılıyor.

E.E.: Bir ara Serkan Oral ve ekibi vardı, onlara ne oldu?

Ş.A.: O konuyla ilgili hiçbir bilgim yok. Yeni geldim ve yeni yönetimle birlikte geldim.
Kerem Salman var, genel yayın yönetmenimiz ve genel müdürümüz, Hülya Hanım var haber müdürümüz, bir sürü genç kıpır kıpır arkadaşlarımız var. Çok keyifli olacak benim için. Daha büyük bir kanaldan bu teklif gelseydi inanın düşünürdüm, başlayıp başlamamayı, çünkü benim için huzur çok önemli, haberin tarafsızlığı en önemlisi, dosdoğru işini yapmak isteyen bir insan olduğum için.
E.E.: Ekran önünde olmak nasıl bir duygu, nasıl bir büyüsü var ekranın?
Ş.A.: Ben kendimi hiç öyle şöhretli falan hissetmedim. Bir doktordan, bir öğretmenden farklı görmedim kendimi, ben de herkes gibi işimi yapan biriyim, hiç ekran önü şımarıklığı yaşamadım.
YİĞİT BULUT HABERCİMİYDİ Kİ, BİRDEN BİRE HABER GENEL YAYIN YÖNETMENİ OLDU?
E.E.: Habertürk döneminize gelecek olursak, orada neler yaşadınız?
Ş.A.: Yani ben şunu anlamıyorum, Şule benim arkadaşımdı, Yiğit onun eşiydi ve ekonomistti, sonra ne oldu da haberci oldu da, ne zaman bir kanala genel yayın yönetmeni oldu? Habercilik geçmişi nedir?
E.E.: Peki başarılı bulmuyor musunuz?
Ş.A.: Ya bilmiyorum ben yorum yapmayayım bu konuda, oluyor işte demek bir şekilde yürüyor işler. Bu konulara çok girmek istemiyorum, bir laf vardır, doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar diye, ben daha fazla konuşmayayım. Kendi projelerimden bahsedeyim.
E.E.: Tabii ki edin lütfen.

Ş.A.: Mesela bir yarışma programı hazırlıyorum, çok farklı formatta bir söyleşi projem var ‘Özlenen Zamanın Aşıkları’ diye, kanallarla görüşüyorum onları yapacağım.

E.E.: 6 News’ta mı başka bir kanalda mı?

Ş.A.: Yok program projelerim diğer kanallar için yapımcılık anlamında, burada ana haberi sunuyorum. Yani Ebru Hanım ben medyanın sivrisi olmak istemiyorum, Fatih Bey’e söylediklerim yüzünden çok üzüldüm, başıma gelmeyen kalmadı. Habertürk’te işe başladım, 15 gün sürdü. Artık başıma böyle şeyler gelmesin. Ben yaşlı ve yorgun bir spikerim.
E.E.: Ne münasebet, çok genç ve güzelsiniz.

Ş.A.: Bir takım güçler var, sonuçta biz de işimizi yapıyor bu işten para kazanıyoruz, insanlar bizimle uğraşsınlar istemiyorum.
E.E.: Peki nasıl mücadele etmek lazım haksızlıklarla?
Ş.A.: Yani ancak patron bazında kollanmanız lazım, ekranda olması gereken isimler olması lazım.
E.E.: Ekip içinde de sizi çekemeyenler oluyor.
İNSANLAR EKRANDA OLMAK ADINA NEREDEYSE ÜSTE PARA VERECEKLER
Ş.A.: Evet tabii, her işte olduğu gibi. Ekranda olmak isteyen o kadar insan var ki. Zannediyorlar ki, çok para kazanıp, şöhret olacaklar diye herkes ekrana çıkmak istiyor, üstüne para bile vermeye razılar. Patronda bakıyor bana maliyeti yok, bedavaya bu işi yapacak olan varsa, deneyimli olana niye para vereyim diyor. O zaman da kalite düşüyor. Devamlı bir sirkülasyon var. Ben 7 sene Kanal D’ de 4 sene de Star Tv’ de bu işi yaptım, 8 sene ara verdim, hala insanlar beni yolda görüp, niye sizi ekranda göremiyoruz diye soruyorlardı, demek ki, bir yerlerde doğru bir şeyler yapmışız.
E.E.: Peki bu işten çok para kazandınız mı?
Ş.A.: Ya tabii vaktiyle kazandım tabii. Hak ettiğim parayı kazandım.
E.E.: Ama bu iş çok para kazandıran bir iş değil.
Ş.A.: Eskiden bu işi yapan insan sayısı azdı, şimdi çok kanal ve çok spiker var artık. 3 ay 4 ay maaşını alamayan insanlar var. Adam 1000 lira maaş alıyor diyelim, onu da 3 ay, 4 ay alamıyor. Konuşuyoruz arkadaşlarla, artık medyanın durumu bu şekle geldi.
E.E.: Peki çok masrafınız oluyor mu?
Ş.A.: Yani kendinize dikkat etmek zorundasınız, kendime göre bir şeyler yapıyorum, ayda 150.000 kazanıp güzellik salonlarından çıkmayan bir tip değilim.
E.E.: Öyle paraları kim kazanıyor ki?
Ş.A.: Var canım. Program yapanlardan duyuyorum Kadın 150.000 alıyor, aynı kanalın haber merkezinde çalışanlar maaşını alamıyor. Olur mu böyle..Bütün kanalların en çok ezilenleri haber merkezleridir. Şu anda bütün kanallar böyle durumlarda, piyasada 4000 tane işsiz gazeteci varmış.
E.E.: Yazık yahu…

İnternette gelmeden bir röportajınızı okudum diyorsunuz ki; Benim ekmeğimle oynamasınlar, en son oynayan Tuncay Özkan’dı. Burada aslında, ne kadar temiz kalpli ve temiz gönüllü olduğunuzu mağduriyetinizi vurguluyorsunuz. Neydi bu olayın aslı?
Ş.A.: Ya ben 7 yıl çok özverili çalıştım Kanal D’de, ama buna rağmen, başka birilerini ekrana getirmek için, beni gece nöbetlerine yazmaya başladılar, sinir bozucu şeyler oldu, o kanaldan ayrılmama sebep bir kıyafet krizi oldu.
E.E.: Nasıl yani?

Ş.A.: Tabii canım. Fatih Altaylı’ya kadar uzanan ve Tuncay Özkan’dan kaynaklanan bir durum. Ben çok giyimine, kuşamına özen gösteren birisiyim, öyle ki insanlar beni arayıp, onu nereden aldın, bunu nereden aldın diye sorarlardı..
Buna rağmen, işimle ilgili, özel hayatımla ilgili bir pürüz ve arıza bulamayınca insanlar ne yaptılar.
Biz sponsorluk anlaşması yaptık, bundan sonra bu firmadan giyineceksin dediler.
Tamam dedim, gittim fakat ceketlerin kalıpları bana uygun değil, kollar kısa kalıyor, omuzlar oturmuyor falan. İyi hissetmiyorum böyle kendimi Tuncay Bey dedim.
Yok dedi olmaz illa ki oradan giyineceksin. Bu konuda sorun çıktı, tam o sırada Fatih Altaylı geldi, benim çok stresli olduğum bir dönemdi, Tuncay Bey bana gece nöbetleri falan yazmaya başladı. Ben de o sinirle Altaylı’ya köşe saldırganı dedim. Veda ederken, Tuncay Özkan bana dedi ki; benim sana yaptığımı eğer biri benim karıma yapsaydı, o adamı vururdum dedi. Böyle de bir itirafta bulundu.

E.E.: Buna sevinmek mi lazım, üzülmek mi?
Ekranda kazak giydim diye 7 sene çalıştığım işimden çıkartıldım.
Ş.A.: Yani hakaret mi, iltifat mı değil mi. Sonra onlar gitti Show Tv’ ye.
Beni de ekranda kazak giydim diye işten çıkarttılar.
Kolay mı 7 sene, her şeyim orada geçmiş, evlenmişim, çocuğum olmuş, aile gibi olmuştuk. Böyle oldu işte benim ayrılığım.
E.E.: Hiç üzülmeyin bu yeni işiniz hayırlı, uğurlu olsun, kötü günler geçip, gitmiş işte, ayrıca yeni kanalınız da çok güzel bir kanal.

Ş.A.: Sağ olun Ebru Hanım.